Büyük iskender’i ve ordusunu tanımanız için anlatılan hikayelerden birisi, Makedonya’nın ve Dünyanın tanımış olduğu en büyük ve başarılı imparatorlardan birisi hiç kuşkusuz büyük iskender’ dir. Çok kısa zamanda büyük fetihler yapmış ve genç yaşta vefat etmiştir. Yıl M.Ö 334 yılı büyük iskender yaptığı fetihlerden sonra gözünü doğuya dikmişti. Pers (İran) hükümdarı Darius (yada Dara III) ile çatışması artık kaçınılmaz hale gelmişti.
Marmara’ya akan Granikos Nehri(Kocaçay) civarında 35.000 kişilik bir ordu ile Pers ordusuna yapacağı saldırının hazırlıklarıyla ilgilenmekteyken. Büyük bir imparator’a onun şanına yakışır bembeyaz asil ve çok kuvvetli ve hızlı bir at hediye edildi. İmparator bile bu atın asaletine hayran olduğundan her mecliste dillendirir olmuştu. “Benim atım var ya o çok asil bir hayvan hatta birçok insandan bile”, “Benim atımı geçebilecek hiç bir yaratık yok”, “Benim atım çok hızlı ok bile yetişemez” bu tarz böbürlenmeler ordu içerisinde de konuşulur olmuştu.
Sabah erken saatlerde hazırlanan süvariler yan yana dizilmiş bir süre sonra başlayacak savaşa hazır olan askerler gözlerini ufka dikmiş vaziyette beklerken. Büyük iskender beyaz atına binerek askerleri ve süvarileri son kez kontrol etmek maksadıyla aralarında gezmektedir. Bu ordu aynı zamanda bir çok muharip gaziden oluşmaktadır. Öyle ki babası Philip(Filip) döneminden beri bu ordunun parçası olmuş yaşlı askerler de bulunmaktaydı. Süvari bölüğünü gezinmekteyken yaşlı ve eski askerlerden birisinin önünde atını uzun bir süre durdurarak onu süzdükten sonra:
-Yaşından da mı utanmıyorsun be adam, bir de kendine süvari mi diyorsun? Atın yaşlı, nalı düştü düşecek, seni bile zor taşıyor. Hemen kendine hızlı bir at bul bunu da bırak gitsin.
-Evet, ben kendime asker diyorum, dikkat edersen atım gibi ben de yaşlıyım. Merak etmeyin o beni birçok savaşta üzerinde taşıdı öleceği güne kadar da o benim atım olarak kalacak. Hem benim sizin ki gibi hızla savaş meydanından kaçıracak bir ata ihtiyacım yok, beni savaşa götürdüğünde ne kadar savaşa bilirsem o kadar savaş alanında tutabilecek bir ata ihtiyacım var.
Bu bilgece sözler karşısında hiç bir şey söylemeden oradan uzaklaşan büyük iskender. Bir daha atını gereğinden fazla övmedi ve asla böbürlenerek konuşmadı.