Mesneviden Kuyudaki Arslan hikayesi,Uçsuz bucaksız bir ormanda azılı bir Arslan yaşıyordu. Ormandaki tüm hayvanlar, korku içindeydi. Böyle yaşamaktansa bir çare aramak zorundaydılar. Düşündüler, taşındılar, aralanndan bir heyet seçerek arsiana gönderdiler.
“Ey ormanların şahı Arslan… Hergün içimizden birini yakalıyor, yiyorsun… Buna bir diyeceğimiz yok, fakat bu zahmet niye? Sen tahtında otur, sana hergün içimizden birini yollarız, sen de rahatça yersin. Böylece, biz de sen de huzur içinde ömrümüzü geçiririz” dediler.
Bu teklif arslanm hoşuna gitti ve kabul etti. Artık her sabah bir hayvan Arslan’a teslim oluyordu.
Günlerden bir gün, sıra tavşana geldi. Hayvanlar:
“Eh ne yapalım, kısmet böyle… Çoğumuzun rahatı için birimizin Ölmesi gerek… Haydi vakit geçirmeden yola düş… Arslanı kızdırmayalım…” diye teselli de bulundularama tavşan işi ağıra aldı, pek aldırmadı. Hayvanlar telâşlandılar. Nihayet yalvara yakara tavşanı yola düşürdüler…
Tavşan, kaygısız, seke oynaya Arslanın huzuruna geldiğinde vakit bir hayli ilerlemişti.
Açlıktan ateş püsküren Arslan, kükredi: “Nerede kaldın? Bu gecikmene sebep ne?”
Tavşan, yalancı bir telâşla terlerini silerek, boynunu büktü:
“Aman efendim, ben saygıda kusur etmedim. Sabah erken yola çıktım ama başka bir Arslan yolumu kesti, elinden kurtuluncaya kadar neler çektiğimi bilmezsiniz?”
Arslanm öfkesi büsbütün başına vurdu:
“Kim bu küstah? Bu ormanda yalnız benim hükmüm geçer. Kim miş o, çabuk söyle?”
Tavşan durumdan memnun, hep öteki Arslan’ı övdü, böylece Arslan’ın onurunu incitti. Arslan dayanamadı… “Düş önüme, göster bu alçağı…” dedi.
Yola koyuldular. Tavşan Arslan’ı bir kuyunun başına getirdi:
“İşte sultanım, yolumu kesen o arslan bu kuyunun içinde.. Bakınız nasıl da kurulmuş…”
Arslan, hırsla kuyunun içine baktı. Suda kendi görüntüsünü gördü. Hırlayınca, kuyudaki aksi de hırladı. Tavşan firsatı kaçırmadı:
“Görüyor musunuz efendim? Size nasıl da meydan okuyor..”
Arslan büsbütün hiddetlendi, gözleri döndü.
“Bir diyardaki iki sultan olmaz, parçalamahyım onu…” diye mırıldandı, ardından kendini kuyuya attı.
Bu kendi sonu oldu..
Tavşan yemyeşil çayırlarda seke seke giderek hayvanlara kurtuluşu müjdeledi…