Hz. Ali’nin küçük oğlu Hz. Hüseyin, bir gün ziyaretine gelen bazı zevat ile bir arada yemek yiyordu.
Kölesi, yemek getirirken kaza ile yemek kabını Hz. Hüseyin’in üzerine döktü. Hz. Hüseyin bir anda öfkelenip köleye dik dik baktı. Bunu gören köle:
“Takva sahipleri öfkelerini yutanlardır” mealindeki âyeti okuyunca Hz. Hüseyin’in sinirleri gevşedi ve:
“Öfkemi yuttum” dedi.
Bunun üzerine köle, âyetin devamını okudu: “Onlar insanların kusurlarını affedenlerdir.” Hz. Hüseyin,
“Kusurunu affettim” karşılığını verdi. Köle, âyetin sonunu da okudu:
“Allah, iyilik yapanları sever.”
Hz. Hüseyin, “İyilik olarak seni âzâd ediyorum, artık hür ve serbestsin” dedi.
Köle son derece sevindi ve mutlu oldu.
Hz. Hüseyin, yanındaki misafirlerine, bu vesileyle herkese ders olacak şu açıklamayı yaptı:
“Gördünüz, Allah’ın kitabından bir âyet bilmesi ve yerinde okuması onun, hem cezadan kurtulmasına, hem de hürriyetine kavuşmasına neden oldu. Sizler ve bizler de Allah’ın kitabından ne kadar çok şey öğrenir ve uygularsak o kadar hür yaşar; nefsimizin ve dünyanın esaretinden kurtuluruz. Ayrıca Allah bizi o kadar mükafatlandırır.”
Evet, Allah’a hakkıyla kul olmak, insanı bütün maddî şeylerin tutsaklığından kurtarır ve Kur’ân’ın saadet ikliminde daha özgür yaşamamıza neden olur.
Ali imran 134.ayet : O takvâ sahipleri ki, bollukta da, darlıkta da Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar, insanların kusurlarını bağışlarlar. Allah ise iyilik yapanları sever.