Bir gün, bir Dilbilgini, iskelede duran bir kayığa binerek, karşı sahile geçmek istedi. Kıyıda müşteri bekleyen kayıkçılardan birine seslendi. Kayık iskeleye yanaşınca, bilgin de kayığa atladı. Kayık yavaş yavaş, deniz üzerinde seyretmekte iken, bilgin kayıkçıya sordu:
“Sen hiç Dilbilgisi eğitimi aldın mı?” “Hayır, ben o dediğin şeyi bilmem.” Bilgin:
“Vah vah, çok üzüldüm. Demek yarı ömrün boşa gitmiş…” diye, acıyarak kayıkçıya baktı.
Tam bu sırada, bir fırtına koptu. Kayık, denizin ortasında yalpalar yaparken, kayıkçı bütün gücüyle tehlikeyi atlatmak için çalışmaktaydı. Fırtına, giderek arttı. Kayık batmak üzereydi. O zaman kayıkçı, karşısında titreyip duran bilgine sordu:
“Ey, benim bilgin dostum. Şimdi ben sana soruyorum. Yüzme bilir misin?”
“Hayır!..”
Kayıkçı bu cevap üzerine konuştu:
“Vah, vah, sen Ömrünü boşuna harcamışsın. Şimdi bütün ömrün gitti. Az sonra kayığın batacak… iyi bil şimdi burada nahiv (gramer) bilgisi değil, mahiv (yok olma) bilgisi gerek… Eğer bu bilgiyi biliyorsan, benim gibi korkusuzca denize dal..