Mesnevi’den Müthiş Çalgıcı ve Hz.Ömer
03/08/2017
Mesnevi’den Kabe Yolcusu
03/08/2017

Hz. Yusuf, eşsiz bir güzelliğe sahipti. Kuyudan, kölelik­ten ve zindandan kurtulup Mısır’a sultan olmuştu. Ziyare­tine gelen bir can dostuna başından geçenleri anlattı. Uzun süre sohbet edip dertleştiler.
Bu arada Hz. Yusuf misafirine ikramlarda bulundu. Mi­safir dostu da Hz. Yusuf a getirdiği hediyeyi bir paket için­de takdim etti.
Hz. Yusuf paketi açtı, dostunun hediyesinin cilalanmış güzel bir ayna olduğunu gördü. Merak edip, hediye olarak neden aynayı tercih ettiğini sordu. Misafir mahcubiyet içinde şöyle dedi:

“Efendim, dostun evine eli boş gidilemeyeceğini, uy­gun bir hediye götürmek gerektiğini bildiğimden, uzun za­man sana uygun bir hediye araştırdım. Neye baktıysam hiçbirini sana lâyık görmedim. Bir küçük altın, altın madenine, bir içimlik su, okyanusa nasıl hediye götürülürdü?

“Sana canımı hediye getirdim, desem bile Hindistan’a baharat götürmek gibi bir şey olurdu. Senin güzelliğine lâ­yık bir hediye olarak en sonunda, senin içinde kendini bu­lacağın bu aynayı getirmeye karar verdim. Her defasında ona baktıkça güneş gibi parlayan cemalini görür, şükreder ve beni hatırlarsın.”

Hz. Yusuf dostunun hediyesine çok sevindi ve bu ince anlayışından dolayı onu çok takdir etti.

Bizi takip edin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Pinterest
Instagram
Telegram
VK
WhatsApp
Snapchat