Uzun zaman çalıştıktan sonra Jonathan Rose emekli olmuş,Emekli olmadan önce çocukluğunun bir kısmının geçtiği küçük sahil kasabasında aldığı güzel bir bahçesi olan evine eşi ve hayat arkadaşı Emma Rose ile nihayet taşınmıştı.Sıcak yaz günlerinin ardından kasabadaki okulun açılması ile birlikte sesiz olan mahalleye her öğleden sonra çok büyük ve rahatsız edici davul yada yerli tamtamlarına benzeyen bir ses hakim olmaktaydı.Bu gürültü hergün ve hergün tekrar etmekteydi.Bu durum Jon’u daha çok etkilemekteydi.Çünkü gürültünün kaynağı evin hemen arkasında yer alan eve 100 metre bile olmayan ağaçlık alanın tam ortasından gelmekteydi.Jon o saatlerde genelde evde olmadığından Emma çocukların boş alanda teneke,varil ve plastik kutulara vurarak müzik yaptıklarını sanan çocukları önce konuşarak ikna etmeye çalışmış,bu fayda etmeyince şerife şikayet edeceğini söyleyerek tehdit etmesine rağmen çocuklardan biri senden öncede denediler.Hemen git diyerek meydan okuyunca olayı eşi jonathan’a anlatır.Bir süre düşünen jon ertesi gün komşusu ile durumu paylaşır komuşusu.
-Jon bu çocuklar tam başbelası okul dağıldıktan sonra burada kurdukları müzik gurubunun provasını yapıyorlarmış.Konuyu okul idaresine,ailelerine hatta şerife bile anlattık sonuç değişmedi.
-Peki neden? çevreye rahatsızlık veriyorlar.Neden kimse birşey yapmıyor?
-Okul idaresi okul saatleri dışında öğrenciye müdahale edemiyeceklerini sadece uyarabileceklerini söyledi.Şerif ise meskun mahal dışı yasa dışı bir eylem değil diyerek geçiştirdi.Aileleri ise uyaracaklarını söylediler değişen birşey yok herkes şikayetçi bu durumdan.
Yaşlı adam bir süre düşündü.Sonra arkasını dönerek bu işi ben hallederim dedi ve uzaklaştı.
Ertesi gün öğleden sonra arka bahçeye çıkıp bir süre gençleri seyretti sonra onlara el sallayıp
-Hey evlat bakarmısın? yanıma gelin bir saniye diğerlerine göre uzun boylu boynunda bir sürü kolye takılı başında beyzbol şapkası takılı zenci bir genç ukala bir vaziyette
-Hey babalık eğer burdan defolun gidin diyeceksen yada kesin gürültüyü gibi birşey söyleyeceksen boşuna yorulma buradan kimse bizi kovamaz.Şerif bile denedi ama nafile başaramayacaksınız.
-Hayır hayır yanlış anladınız öyle değil yaklaş buraya
Genç adam tereddüt ederek diğerleri arkasında yavaşça ilerleyip geldiler.
-Evet ne var?
Yaşlı adam:
-Sizin çaldıklarınızı çok beğeniyorum ve gençken bizimde bir müzik grubumuz vardı.Kimse bize yardımcı olmadı ve dağıldık ama sizi dinleyince o günler aklıma geldi.Gözlerim yaşardı.Bana bir iyilik yapın ve müziğinizi ağaçlıkta değil benim bahçe duvarımın altında yapın bende size haftalık adam başı 5 dolar vereyim ne dersiniz?
Genç adam tuhaf bir gülümsemeyle
-Hey bayım teşekkür ediyorum bizi taktir eden bir siz varsınız? arkasını dönüp
-Çocuklar ben size demedim mi birgün bu işten para kazanacağız diye dedi ve uzaklaştı.
Jon’un eşi emma “çıdırdın mı sen?be adam biz onları ödüllendirmek değil uzaklaştırmak istiyoruz” jon
-Sen karışma kadın sen anlamazsın siyaset eğitimi aldım ama hayatımı bir fabrikada harcadım belki aldığım eğitimi kullanma vakti gelmiştir.
Ertesi öğlen beş gürültücü bahçe duvarında yerini almıştı.jon çıkarıp hepsine beşer dolar verdi.
-Bu haftalığınız hadi başlayın dedi ve gidip bahçe masasının yanındaki şezlonga uzanıp keyifle çocukları seyretmeye başladı.bu yaklaşık 2 hafta sürdü.Komşuların şikayetleride artmıştı.Jon komşularına bana güvenin yakında kökten kurtaracağım sizi zaman tanıyın diyerek söz verdi ve hepsini gönderdi.15 gün geçmiş 3’üncü haftalıkları dağıtma zamanı gelmişti.Jon çetenin ele başı uzun boylu çocuğa yaklaştı ve dedi ki ;
-Bak dostum beni uzun zamandır.Bir güzel eğlediriyorsunuz ama ben emekli bir adamım aldığım para yeterli gelmiyor o yüzden size adam başı 5 değil 3,5 dolar ödeyebileceğim.tabi kabul ederseniz.
-Önemi yok bay jonathan durumunuz düzelinceye kadar bu şekilde devam ederiz dedi
Bu tam bir hafta sürdü jonathan her hafta dağıttığı harçlıkları azaltmaya başladı ve en son genç adamla şöyle bir konuşma geçer.
-Genç dostum işler kötü ödemelerimi zar zor yapıyorum ama size ödeme yapmam gerektiğinide biliyorum size bu yüzden bu hafta adam başı sadece yarım sent verebileceğim
-Genç adam biraz sert bir biçimde sizi seviyoruz bay j ama yarım sent bizim masraflarımızı bile karşılamaz biz profosyonel müzisyenleriz şu ana kadar durumunuzu düzeltirsiniz diye umuyorduk.Bu işi bukadar az paraya yapacağımızı düşünmeyin bedavaya hiç yapamayız. der ve arkadaşalarına işaret verip orayı terk ettiler.O günden sonra o civarda ne gürültü ve patırdı duyulmadı.