Bu sıra osmalı dizileri artınca herkes araştırmaya başlamış.Kadı Giyaseddin gerçek mi değil mi? tartışıla dursun rivayetlere göre Sultan Abdülhamit han döneminde Üsküdar da kadılık yaptığı rivayet olunur.Gerçek bir kanun uygulayıcıdır.Çok katı bir şeye öyle derse o şeyden caymadığı da anlatılmaktadır. Kadı Gıyasettinin hayat hikayesini anlatanlar tam bir çözüm adamı olduğu aklıyla bir çok davayı uygun biçimde çözdüğü onun katıldığı hiçbir davada haksızlık yapıldığının Söylenemeyeceğidir.Bilakis çok adil bir kanun uygulayıcı olduğu kaynaklara geçmiştir.Bir davada bir bezirgan(yahudi tüccar)Yerel bir dükkan sahibinden davacı olur.Dava konusunu bezirgan
-Efendi ! ben Şamdan kumaş,kase,bakır eşya,takilar getirip satan bir tüccarim çarşida kumaş satan Mehmet emin denen adamdan şikayetçiyim benden geçen geldiğimde aldigi mallarin parasinı vereceğini söylemişti.Bende inanip veresiye yirmi top kumaş verdimdi ama beş para alamadim ben dürüst bir saticiyim yanimda dürüst bir kişi olduğumu doğrulayacak eşraftan ve bu civardan esnaflardan bir kaç kişide benimle birlikte geldi isterseniz onlara da soruniz ben dürüst biriyim.
-Ne kadar önce verdin bu malları bu adama
-Üç ay kadar oliyor.
-Peki tanıyor muydun? ne diye veresiye verdin?
-Evet daha önce alışverişimiz oldi ama hepsinin parasini şimdiye kadar ödedi
-Nerede bu adam çağırın gelsin?
-Efendi ben bu adama söyledim yürü kadi efendiye gidiyoruz davacıyım senden diye ama bana benim sana borcum yok nereye gidersen git diye beni tersledi.
Kadı gıyasettin adamın yerini tarifini aldırıp adam mahkeme binasına çağırttırdı.çok geçmeden bir adam geldi.Kadı gıyasettin kükrer.
-Bre densiz bu adamdan alışveriş yapıp veresiye mal almışsın ödemiyormuşsun doğrumudur?
Adamcağız temiz pak yüzlü birisidir.Boynunu büküp
-Efendim benim bu adamdan veresiye mal aldığım doğrudur.Yanlış olan ben bu adama ödeme yaptığım halde parayı almadım diyerek inkar etmesidir.
-Yaa demek öyle peki şahidin varımıdır?Önce kuran a el bas sonra olanları anlat bakalım
Yemin ettikten sonra adam:
-Benim adım Mehmet emin çok zengin birisi değilim o yüzden çok fazla kumaş alıp satamıyorum kumaş kervanlarla değişik zamanlarda geldiğinden elimde kumaş olmayınca geçimimi sağlayamıyorum bundan bir yıl kadar önce Suriyeli tüccar olan Salamonla bir vesile ile tanıştım bir kaç alış verişimiz oldu ve geçen geldiğinde bana acil işi olduğundan hemen kumaşları satıp dönmem lazım o yüzden hepsini al uygun fiyata bırakayım dedi.Bende elimde o kadar para olmadığını isterse bir kısmını hemen verip kalanını geldiğinde vereceğimi söyledim o da kabul etti.Kervanın üç ay sonra döneceğini söyleyip yirmi parça kumaşı teslim etti otuz yedi altın verdim kalan yetmiş altını geldiğinde hazır etmemi söyleyerek ayrıldı.Benimde işler rast gitti bir ay geçmişti ki elimde olan kumaşlarla Salamon dan aldığım kumaşları bitirdim hatta başka tüccarlardan aldığım kumaşları da iyi paraya sattım şükür baya bir kazanç elde ettim hatta küçük bir servet yaptım diyebilirim ama sonradan aklıma bir kısmının veresiye olduğu geldi.Bu aklıma gelince geceleri yatamaz oldum gözlerime uyku girmez oldu.Hırsız girer endişesiyle küplere sakladım olmadı evdeki briket arasına soktum bulurlar diye endişelendim karımdan bile köşe bucak saklar oldum huzurum kaçtı efendi bana da güvenmez oldun dedi.Son çare bahçede bir yere gömdüm tam oh diyeceğim gece tam yattım ya birisi gömerken gördüyse diye aklıma geldi gece vakti kalkıp geri çıkardım.Bende baktım böyle olmayacak ödeyeceğim parayı alıp keseye koydum sırtıma da birazcık azık yükleyip şehrin biraz dışına kervan yoluna çıktım ki daha kervanın gelmesine on yedi gün var kervanları görebileceğim yüksekçe tepeye bir ağacın altına ateş yakıp bu adamın kervanının gelmesini tam on yedi gün o ağacın altında bekledim on beşinci gün akşam hava kararmak üzereydi ki bu salamonun kervanı tam tepenin altına geldi durdu.Kervan erken geldiğinden önce daha zamanı var diye içimden geçirdim sonra salamonu görünce el ettim seslendim o da benim olduğum ağacın altına geldi.Durumu anlattım parasını uzattım saydı teslim aldı ertesi gün gelip yeni mal getirdiğini uğrayıp bırakacağını söyleyip ayrıldı.Bu sabah geldi ver benim paramı diyerek bağırmaya başlayınca tartıştık biraz ağız dalaşından sonra uzaklaştı.Çok geçmeden sizin yardımcınız gelip beni buraya çağırdı.
Kadı gıyasettin sakalını sıvazladı..
-Be evlat yanında şahidin varmıy dı ? yada başka birisi
-Allah şahidimdir.Ha evet birde altında on beş gün beklediğim ağaç
-Sen söyle duydun işte var mı bir diyeceğin?
-Kadi efendi siğinirim adaltinize ben para almadi.Yalan söyler
-Yalancı sensin pis herif
Kadı gıyasettin tamam susun karar verdim
-Davalı ve davacı hariç herkes dışarı çıksın sen Salamon tam karşıma otur (Salamon bağdaş kurup kadı masasının karşısına oturur.)Mehmet emin koş çabuk o ağacın alt dallarından büyükçe bir parça kes getir birde ona soralım der demez.Mehmet tuhaf tuhaf baktı ama çaresiz çıktı oradan
Salon bulunanlar yavaşça terk ederler bir uğultulu konuşmalar meraklı halk eşraf ve esnanaftan gelen meraklı kalabalık çıkarlar ama onlarda anlam verememiştir.Odada kaftanıyla gıyasettin salamonun başının üstünde odanın içinde bir o taraf bir bu tarafa giderken bağdaş kurmuş oturan salmon onu seyretmektedir.Kadı gıyasettin bir taraftan da her beş on dakikada bir
-nerede kaldı bu adam öf be!!
diye sesli bir vaziyette söylenip tura devam etmektedir.adam gideli otuz dakika bir saat bir buçuk derken gıyasettin salamonun tepesinde daha sinirli ve kısa turlar atmaktadır.
-Nerdesin be adam hadi öff yeter!! dediği bir anda boş bulunan salamon
-Efendi o ağaç yarım günlük mesafede gidip gelmesi anca akşam üzeri burda olir der.Bunun üzerine kadı gıyasettin
-O ağaç yapacağı şahitliği yapmıştır diyerek yalan söyleyen bezirganı cezaya çarptırır.