Yaşanmış hikayelerimize devam ediyoruz hikayemizin adı domates,Eskiden…Osmanlıda Müslüman halk gelişsin diye Müslümanlar vergiden muaf tutulmaya çalışılmış ama gelişmek şöyle dursun tembellik kanımıza gelmiş yerleşmiş Türk olup ta köşeyi kestirmeden dönmek istemeyen kaç kişi tanırsın.Neyse hikayelerimize başlayalım ilk hikayemiz Nevşehir il tarım
müdürlüğünde geçmekte tarih çok mühim değil.Müdürlükte çalışmakta olan tarım mühendislerinden bir tanesi il de tarım arazisi çok olduğunu ama ürünler gereği gibi ekilmediğinden verim alınamadığını satılmasının yada pazarda yer bulmasının mümkün olmadığını kazanç elde edemeyen köylünün tarlayı boş bırakıp ekmediğini raporlamış o an bir ışık çakar kafasında aynı yerde çalıştığı meslektaşlarından üç samimi arkadaşına açar konuyu.
-Bakın arkadaşlar hazırladığım raporu gördünüz böyle bir çok tarla var.Geçen ay yol yapımında Ürgüp yolu üzerindeki bir tarlaya gittim sahibini de tanıyorum konuşursam uygun kira karşılığı orayı alıp kendimiz ekelim derim hem köylüye iyi bir örnek oluruz hem de yetiştirdiğimiz ürünleri bir kısmını evde kalanı da pazarda satılabileceğini ispatlamış oluruz
-İyide Mehmedim sadece dördümüz nasıl yetişiriz çapası ekmesi dikmesi?
-Yav ihsan abi her hafta sonu cumartesi pazar ne yapıyorsun? çoluğu çocuğu hanımı alıp alışverişe gezmeye pikniğe başka var mı? gittiğin bir yer burada tanıdık kimsede yok ya siz bize geliyorsunuz ya biz size ben diyorum ki hafta sonları yengeyi çocukları piknik diye buraya getirirsin hem eğlenir hem çalışırlar.Bizde hatunları çocukları aldıkmıydı nerden baksan on altı on yedi kişi oluruz
Neyse lafı uzatmayalım Mehmet,Yalçın,İhsan,İrfan aldıkları maaşın üçte birisini bu işe yatırırlar.En yaşlı ihsan abinin masasının en alt çekmecesine anahtar yaptırıp herkese verilir tarlaya yapılan masrafları tutmak için bir ajanda ve parada bu ajandanın içerisine konulur.
Ajanda – 5 Tl
Tükenmez kalem- 1 Tl
Tarlanın sürdürülmesi 150 Tl
gübre tohumluk vs böyle alt alta yazılıp gidiyor ve bir sorun yok ilk başlarda.Tarlaya domates ekmeye karar veriliyor.Halbuki genel kanı domates ekilmesine rağmen çok verim alınamıyor.Köylü akıl verir yağmur çok yağmaz kıraç arazide patates,soğan,fasulye ekmek daha uygundur.Su yeterli olmazsa ürün zayıf olur.Mehmet ve diğer arkadaşlar analizini yaptıklarını güzel bir ürün alacaklarına emin olduklarını çiftçi arkadaşlara genelde yaşlı amcalara anlatırlar.Yaşlılar öğüt vermekten geri durmazlar tabii
-Siz lafımızı dinleyin senelerdir ektik her yöntemi denedik olmadı siz okumuş insanlarsınız lafımızı dinleyin
-Mehmet Amca biz bu işin kitabını okuduk bu iş için eğitildik göreceksiniz güzel ve bol ürün alacağız
Tarla sahibi ile konuşulur.Tarla sahibi razıdır zaten alın boş durana kadar ekin ektiklerinizden gönlünüzden ne koparsa kira filanda istemez der;Bizim kileri ağzı kulaklarına varmakta
Hafta içi işten çıkınca irfan abinin arabasına hepsi doluşup tarlaya gidip tarlanın sürülmesini çapalanmasını yabani otların ayıklanmasını o hafta tamamlarlar.Fideler(stiller)O hafta sonu çoluk çocuk etraftan gelen tanıdıklarında yardımıyla bir çabukta hallolur.Sıra beklemeye sulama ilaçlama düzenli kontrol yapılması için hafta 3-4 kez müsait olan arkadaşların hazırlanan listeye göre sıra ile tarlaya gidip kontrol yapmasına başlanır önceleri kontrol edecek kişi Belediyenin otobüsüne atlayıp kontrolleri yapar.Durumu diğer arkadaşlarına bildirir.Hafta sonları ise çoluk çocuk tarlada piknik yapılıp eve dönülür.Çok geçmez bir kaç ay geçmiştir ki fideler ağaç gibi kocaman olur her fideler üzerlerinde bulunan domatesleri olgunlaşmamasına rağmen zor zar taşımaktadır o kadar çoktur ki domates.Ürünün bereketli olacağı zaten bir bakışta anlaşılmaktadır.Hatta öğüt veren amcalar ve dedelerde tarladaki ürünü görünce şaşırıp hafta sonu piknik esnasında dört kafadara misafir olup evlat helal size nasıl yaptınız bir anlatın hele?derler bizimkileri keyfi yerinde haklı gururu yaşamakta zevkten dört köşe vaziyette amcalara durumu anlatmaktadırlar.Üzerinden biraz zaman geçer ürünler iyice belli eder kendini koca koca domatesler yerlere değmektedir.Duvardaki listeye göre sırası gelen kişi kırk dereden su getirmeye hastam var.Yakınım var misafirim var diyerek sırasını bir sonraki kişiye paslamak ta hatta sıra kendisine gelen kişi o gün rapor alıp işe bile uğramamaktadır. Yani kısacası insanlara zor gelmeye başlamıştır.İki haftada kendisine beş kez sıra gelen ihsan abimiz artık isyanlardadır.Bağırdı çağırdı ama haklıydı adam ;
-böyle şerefsizlerle iş yapmaya kalkanda kabahat
-cahil cüheyla etme çoluk çocukla muhabbet
-bu adamlarda suç yok asıl eşek benim eşek kafam
-Ne işin var tarlayla domatesle? dedi hemen arabasına atladığı gibi tarlaya gitti tabi giderken arabanın LPG si bitti.Çıkardı ortak paradan aldı yakıtı onuda sabah gelince masanın gözündeki gider defterimize yazdı.
-20 Tl tarlaya giderken alınan LPG aha buda fişi dergibi zımbaladı.
Yalçınla,irfanı da fırçalamayı ihmal etmedi sonra odanın kapısını çarpıp çıktı.Yalçın Ne yazdı zımbaladı o öyle deftere dedi.Açtı çekmeceyi deftere baktı.
-Yav İrfan adama bak altında otomobille tarlayı yoklamaya gidiyor sona afra tafra
-Valla mı ?diyon yalçın otomobille mi gitmiş gavat
-Hop irfan abi (dedim)ihsan abiden sonra en büyüğümüzsün ama yanlış şeyler söylüyosun adamın iki haftadır anası ağladı dün sinirlendi bastı gitti.
-Sana ne memet avukatımısın?severimde söverimde !
Kutuplaşma bölünme başlamıştı aramızda.Benle ihsan abi bir tarafa yalçınla irfan bir tarafa,Herkes tarlaya arabasıyla gidip parayı ortak paradan karşılıyordu.Hatta o kadar abartıldı ki hafta sonu çoluk çocuk gittiğimiz piknikte ayrı yerler oturuyorduk ki kimse yüz yüze gelmesin herkes küsmüştü.ihsan abiyle biz bi ağaç altına onlar başka ağaç altına,Haftada 3-4 kez gelinen kontroller üstün körü bakılıyor ilaç vesair giderler için kimse elini cebine atmıyordu.Çapa yapmaya bile kimse gelmemiş tarlada domates boyunda yabani ot bürümüş bazı fideler çürümüş kimi fide yan yatmış birileri ezmiş sahipsiz görünen tarla çocuk yada yabancılar tarafından yağmalanmıştı.hasat zamanı son kez ortaklar olarak bir araya geldik kimse kimsenin yüzüne bakmıyor havaya bakarak konuşuyordu yada memet yanındaki çok bilmişe söyle bu sene beklediğimiz gibi olmadı galiba diyince yalçınla ben zor ayırdık iki hasımı 🙂 kan çıkacaktı.Siz büyüksünüz siz şöylesiniz diyerek zor yatıştırdık topladık domatesleri ama kiraladığımız traktörün römorkunu zor doldurdu bir tarla domates, götürdük verdik orta hisarda bir toptancıya aldığımız parayı yazdık deftere zarardaydık görünen köy kılavuz istemez.Hiç harcadığım paraya üzülmedim de bana koyan yan tarladaki bizden nasıl ?yaptınız nasıl ettiniz diye soran amcanın elini kıçının arkasından bağlayıp sigara tütüre tütüre
-Ee ben size söyledim her şeyi denedik olmaz diye ama büyük sözü dinlemediniz neymiş efendim işi bilmeyen çavuşlar döner kıçını avuçlar. kesin zarar ettini kesin dedi ona üzülürüm hatırladıkça
Sonuç Yalçın bizle yüzyüze gelmemek için tayin istedi gitti tayin çıkınca Ispartaya.İhsan abi emeklilik dolmuştur emekliliğini istedi Evden kahveye kahveden eve,irfan abi başka bir odaya geçti arada bir selamlaşıyoruz.Bendeniz Mehmet evi ürgübe taşıdım iş nevşehir de evimin bahçesinde yetiştiriyorum yetiştireceğimi kimseyi de ortak etmiyorum ağrısız başım azıcık aşım