Bu defa Size hikaye anlatmıyorum,Çocuğum ödevini yapmıyor.Kızıma ders çalıştıramıyorum.Oğlum ev ödevini yapmıyor.Her gün her zaman etraftan duyduğumuz şeyler, zaten bende pedagog yada psikolog değilim.Çocuklara ev ödevi yaptırmak aile ile çocuk arasında yaşanan bir savaş ki zaten bu savaşın kazananı yok, olmayacaktır.Sorun en başından beri çokça değişen eğitim sistemimizde.Peki ben nereden? biliyorum aynı şeyleri bende yaşadım okulda üzerimizde bir çok müfredat şekli denediler.Pek çok defa şahit oldum yaşadım, derslerin sadece hocanın(yada öğretmenin) sempatik birisi olmasıyla en iyi derslerim haline geldiği de oldu.bunlar yıllar öncesiydi ve unuttuk.Hatırlamama yardımcı olan ise sabah seyrettiğim youtube kanalını ve twitter’ını takip ettiğim daha önce tavsiye sonucu kitabını aldığım Pedagog Adem Güneş Hocamız.Neden durduk yere bu yazı derseniz aynı sorunları 1.sınıftan beri 2.sınıfa giden oğlumla sık sık yaşıyorum.Bu ders çalıştırmaktan öte bir savaş eşimde bu savaşın içerisinde olması, tarafların sinirlenmesi, mücadele etmesi de ayrı bir durum.Dikkat dağınıklığı yada disileksi olabileceği şüphesi ile Hastahaneye psikologa da gittik,her türlü test normal çıktı herhangi bir şeye yada ilaca ihtiyacınız yok normal bir çocuğunuz var denerek gönderildik.Bu sabah konuyla ilgili videoyu izlediğimde kafama dank etti mesele aynı bizim yaşadıklarımızdı.(Adem Güneşin Kızım ders yapmak istemiyor videosunu buradan tıklayıp seyredebilirsiniz.) Anlatılanları kısaca özetleyecek olursak,oyundan koparılıp okula ders yapmaya zorlanan çocuktan verim beklenemez.1.sınıf çocukları en fazla 10 dakika,2.sınıf çocukları 20 dakika derse konsantre olabilir.Bu sebeple belirli yaş aralığına kadar ev ödevi verilmemeli çalışmaya zorlanmamalı(M.E.Bakanlığının zaten bu yönde okullara tavsiye kararı var ama uygulanmıyor.Zaten zorunlu olmadıkça uygulanamazmış.).En dikkat çekici başlık ise başarılı öğretmen sınıfta öğrete bilendir ders vererek değil.Öğretmenle yaptığımız konuşmaların bir yerlere varmaması bir yana, bize söylenen bizden bu kadar gerisini siz evde çalıştırmalısınız denmesi ayrı bir ironiydi(çocuklara eğitimi evde biz vereceksek okula gitmesi neden?).Kendi yaşadıklarımla kıyasladığımda, Milli eğitimin verdiği kitaplar yetersiz olduğu söylenerek, okul bize dışarıdan kitap aldırmıştı. öğretmen müfredatı milli eğitimin kitapları üzerinden yürütürken, bize verilen ev ödevleri,testler yazılılar bu kitaplar üzerinden yürütülüyor.Bize verilen ödev dedim çünkü bu ödev sanki çocuğa değil bize veriliyor .Çocuk yetiştiremeyince işten yorgun argın gelen veliler oturuyor dersin başına,çünkü okuldan öğleden sonra gelen çocuk yemek ve biraz dinlendikten sonra yatma saati olan 21:00 e kadar aralıksız bu dersi yapmaya zorlanıyor.Peki kardeşim kaç sayfa ödev veriliyor da yetişmiyor, bu ödev diye bir soru sorulabilir. 4 sayfa diyeceğim ama bunu 4×2 şeklinde anlaşılması gerekiyor sebebi ise 4 sayfa ödev devletin verdiği kitaptan verilirken 4 sayfa kaynak kitaptan oluyor.Bazıları test dahi olsa sadece işaretleyip geçmek çocuğa bir şey kazandıramayacağından anlatımı evde anne baba yapıyor.Eğer ola ki bana devletin verdiği kitap yeter, paramda yok zaten almayalım derseniz öğretmenin anlattığı konuları çocuğun takip etme yazılılara çalışma gibi şansı yok(evet 1.ci ve 2.ci sınıfta yazılı var. eskiden de vardı.) hadi gelin de almıyorum diyelim mümkün değil.Okul bazen hikaye kitapları da aldırıyor ama onda bile aynı sorunlar var almasanız öğretmen dersleri okuma parçalarını, Türkçe yazılışlarını alınan kitaptan yapılıyor.Ben çocuğuma Türk veya Dünya klasiklerini alıyım bunları okusun olmuyor maalesef.Konumuza dönecek olursak çocuğa ders çalıştırmak bazen her iki taraf içinde işkence şeklini alabiliyor.İsyankar nesiller yetiştireceğiz diye bazen düşünüyorum.Şu an size tavsiye edebileceğim tek ilaç buna zaman tanımak mümkün olduğunca sabır olacağını düşünüyorum.Buradan görevini layığı ile yapan vefakar ve cefakar öğretmenleri tenzih ederek onlara selamlarımı da ayrıca gönderiyorum.