Bir iş Görüşmesi
Merhaba Esra nur Günay Aksaray doğumluyum ilkokulu, orta ve liseyi Aksaray’da okudum. İstanbul Teknik Üniversitesi ekonomi bölümünü bitirdim. Eşim Fıratla da orada tanıştım. 6 aylık evliyiz. Eşim özel sektörde bir firmada üretim bölümü sorumlusu.
Teşekkür ederiz Esra hanım biz bir değerlendirme yapıp size dönüş yapacağız. dedi masada oturan üç kişiden biri olan yaşlı ve bakımlı bayan. Esra Nur’un elini sıktı.
Esra bozulmuştu ama belli etmemeye çalışarak kapıya ilerleyerek kapıyı çekerken odadakiler sahte bir gülücük attı. Sonra cam kapı ve bölmelerle oluşan uzunca bir koridoru geçerken topuklu ayakkabısının ökçelerini sert ve sinirli bir biçimde vurarak ilerlerledi. Bu arada bir yandan boynunda asılı siyah tokalı çantanın önündeki küçük gözünden kapaklı samsung cep telefonunu çıkardı. (Evet dostlar bu fakirlikten değil olayın geçtiği zaman dilimi 90’lı yılların sonuna doğru gerçekleşmiştir.)
-Fırat merhaba ben nur nasıl mı? geçti. Nasıl olacak biz sizi ararız. Of ya! yıllarca okulda dirsek çürüt sonra biz sizi ararız. Ben hemen başlayın diyeceklerini düşünüyordum. Hayır fırat ben hedef filan küçültemem ben koskoca İTÜ mezunuyum.
Hayır, hayır fırat ilk işimde olsa iyi bir firmada başlamalıyım. dedi ve kapaklı telefonu tak diye kapattı. Hızlıca yürümeye devam etti.
Otobüs durağına gelince bindi ve akbili okuttu cihaz komik sesle okuduğunu belli etti. Paranızın bu sesle erimesi bana hep komik gelmiştir zaten. Neyse uzatmayalım yaz sıcağında 20-25 dakikalık bir yolculuk sonrası esra nur oturduğu binanın kapısını açarak apartmanın bir alt katına indi. Evi kottan yani dışarıdan bakıldığında 2. kat gibi görünse de apartmana girildiğinde 1 kat aşağı inmek zorundaydı.
Sadece eşi çalıştığından ve evlilik sebebiyle bir hayli beyaz eşya borçları olduğundan bu ekonomik evi bulunca tutmuşlardı. Bu borçlara bir nebze yardımcı olmak için iş aramaya başlamıştı. Esra nur iyi eğitime rağmen istediği işe bir türlü başlayamamıştı. son dört aydır. Arayışları hep biz sizi ararız diyerek geçiştirilmişti.
Esra nur sıcaktan kan ter içerisinde apartmana girip a kat aşağı indiğinde evin tek iyi yanı alt katta olmanın verdiği ferahlığı yaşıyordu. Tam evine doğru ilerlediği sırada korku filmlerini aratmayan bir pır pırla apartmanın otomat aydınlatması söndü.
Önce biraz irkilen esra nur çantasından karanlıkta çıkardığı anahtarı sinirli bir şekilde karanlıkta kapıya takmaya çalışırken bir yandan da sövüyordu.
-Lanet olasıca apartmanın hiç bir şeyi sağlam değil zaten. diyerek anahtarı çevirip kapıyı çarptı. Ancak o görmese de ışık o girdikten hemen sonra tekrar yanmıştı.
Eve girer girmez pencere ve balkon kapılarını havalanması için açtı. Sonra çantasının gözünden çıkardığı telefonuyla eşine “Akşam geldiğinde yöneticiye söyle kapımızın önündeki otomat yine çalışmıyor.” diye yazıp gönderdi.
Sonra yatak odasına giderek üstündeki her şeyi çıkardı. mutfağa giderek demliği yarısına kadar suyla doldurup altını yaktı. Sonra dönerek banyonun ışıklarını açarak duşa kabine girdi. Suyu açıp yıkandı. Kokulu duş jelleri ile temizlendi. Duşa kabinden çıktıktan sonra kapı arkasında bulunan havluya sarındı.
Kim o ?
Havlu göğüslerini kapatmış olsa da alttan mini eteklik gibi duruyordu. Sonra başına sardığı havlu ile mutfağa giderek kaynamakta olan suyu bardağa doldurmaya başladı. Tam o esnada kapının önünden bir karartının geçtiğini gördü. Önce irkildi ve korktu tüyleri diken diken olmuş ve ürpermişti.
Ancak mutfak saatine bakınca içi ferahladı. Elini kalbinin üzerine koydu 18:22 idi . Eşi fırat 18:30 /18:40 aralığında geliyordu. Muhtemelen bu gün erken gelmişti.
Sonra başını mutfak kapısından çıkararak salona doğru baktı. Ancak rüzgarın kabarttığı perde tüllerinden başka bir şey yoktu. Sonra arka odaya doğru yani ışığın daha az olduğu yatak odasına doğru çevirdi.
Evet bir karartı gardırobun önünde salınıyordu. Yine korkmuştu eline bir mutfak bıçağı alarak yatak odasına doğru seslendi.
-Fırat sen misin? cevap olarak
-Hıhı dediği duyuldu. Esra nurun içi ferahlamıştı. Mutfağa dönerek bitki çayı yapmaya devam etti. Bıçağı yerine bırakmıştı.
-Bir tanem bu gün erkencisin diye seslendi mutfaktan çayını eline alıp salona giderken.
-Hıı
Konuşmayacak mısın?
-Hıı cevabı geldi yatak odasından. Uzun bir sessizliğin arkasından çayını bitiren esra nur saçlarını havlu ile kuruladı. Merakına yenilerek yatak odasına gitti. Eşi yatakta arkası dönük sadece üzerinde Boxer donla uzanmıştı ve ses çıkarmıyordu.
Esra nur : evet bugün seni biraz azarlar gibi konuştum kırdım ama özür dilerim. Beni affede bilecek misin? dedi. Kocasına sarıldı. Eşi de hıhııı dedikten sonra ona dönerek öptü ve üzerindeki havluyu savurdu.
Ardından esra nur her ne kadar istemede eşiyle birlikte oldu. Tüm iş bittiğinde tekrar kalkıp banyoya giderek tekrar yıkandı. Tekrar aynı havluları sarındı eşine seslendi
-Ne yiyelim bu akşam? ses yok
Yatak odasına salona her yere baktı ama yalnızdı. Salondaki tik tak eden büyük saate baktı saat : 18:43 ü gösteriyordu.
İyiden iyiye korkan esra nur tekrar yatak odasını kontrol etmek için oraya gideceği sırada yakınında bulunduğu evin kapısı çaldı. Bir yandan havlusunu yukarı kadar çekerken kapı üzerindeki balık gözünden dışarıya bakmayı da ihmal etmiyordu.
-Kim o? dedi
-Benim aşkım fırat aç kapıyı! diye bağırdı.
Esra’nın şaşkınlığı bir kat daha artmıştı. İnanamadı ve kapıyı tereddütle aralarken kapı arasından dışarıya baktı evet eşi fırat kapının önünde dikildiğini gördü.
– Ne ara dışarı gittin?
-Ne gitmesi mesaj atmışsın SMS apartman otomatı çalışmıyor diye 15 numara nuri beye uğradım çalışmadığını söyledim. o Yüzden geciktim birazcık ama otomatın çalıştığını görünce nuri abi kontrol etiririz yanmazsa dedi geri çıktı.
Fırat içeri girdiğinde esra nur’un durgun ve düşünceli halinden bir şeyler olduğunu anladı. Uzun bir konuşma sonrası
-Bunlar stresten olmalı dedi. esra ise yeminlerle olanları tekrar tekrar anlattı. Fırat ise inanmıyordu. Uzun gece sonrası fırat
-Ben öyle şeylere inanmam diyerek kesti attı.
Esra ise sabahlara kadar korkudan titreyerek uyuyamadı.
Devamı gelir belki…. ne dersiniz? Nede olsa gerçek bir hikaye..devam edecek …