Tanrı misafiri isimli hikayemiz, Hz Musa Döneminde bir kasaba’ da geçmektedir. Bu kasaba da Bolluk bereket yaşanmaktaymış. Allaha olan minnetlerini bildirmek üzere ibadetler dualar yapılmış, adaklar adanmış .Olay malüm olur.Kısa zamanda bir tanrı misafiri geleceğini hasat gününün ilk perşembesi beklenmesi onun için hazırlıklar yapılması gerektiği kasaba meclisine bildirilir. İhtiyaç görülür kasaba süslenir temizlenir. Envayi çeşit meyveler , yiyecekler , yemekler, tavuklar ne arasanız mevcut bir kuş sütü eksik. Çöl tarafından yoldan kasabaya doğru bir ihtiyar gelir ömrünün son demlerini yaşadığı görülmektedir. Zor bela yürüdüğü susuzluğu ve açlığı her halinden bellidir, festival havasında herkes gelecek ulu konuğu beklemekte gözler ve bekleyiş ufka bakmaktadır. Bu beklenen tanrı misafiri adı gibi ulu olmalı. Neyse devam edelim yaşlı adam çeşmeden bir tas su içip susuzluğunu gidermiştir. Kurulu masalardan birine yönlenir, tam elini atacakken azarlanır.
-Terbiyesiz pis herif yürü git buradan bu senin için hazırlanmadı.
Yaşlı adam ses edemez çünkü üzeri çölün tozundan kirlenmiştir. Sessizce kasabanın mabedine gidip dinlenmeye çalışır karnı guruldayarak, belki birisi davet eder diye beklemektedir. Bir sürü insan kalabalığı gelip geçmesine rağmen kimse ilgilenmez buyur etmez. Yaşlı adam gece gidecek yeri olmadığından orada kıvrılıp uyur. Kasaba meydanında ise bekleyiş sürmektedir tanrı misafirini. Gecenin ilerleyen saatlerinde kimsenin gelmeyeceğine kanaat getiren kasaba büyükleri ziyafete başlanmasını söyler yenilir içilir. Sabah erkenden ibadet için mabede gelen kasabalılar köşede yaşlı adamın cansız bedenini bulurlar. Hemen aralarında para denkleştirilip bir kefen alınır. Yaşlı adam temizlenir kirli giysilerinden arındırılır. Kefene sarılıp defnedilir. Kasabalının merakı ise başkadır. Allah neden söylediği zamanda misafiri göndermemiştir. Kasaba yaşlılarına tüm çiftçiler halk bunu sorar ama o gün buna cevap bulunamaz. Ertesi sabah kasaba ibadetine gelenler kasaba mabedinin kapısına yaşlı adamı gömdükleri kefen kumaşı ve kapıya kazınmış bir yazı ile karşılaşırlar:
“ Biz size bir misafir gönderdik, hem yorgundu, hem aç. Onu doyurmadınız misafir etmediniz. Alın sizin kefeninizi de istemiyoruz sizin olsun “
Tanrı misafiri gelmişti ama ne gören olmuştu ne duyan. Beklenen tanrı misafiri kelli felli iyi ve şık giyimli deve kervanıyla ve adamlarıyla gelen seçkin birisi olmalıydı. yoksa o yorgun ve bitkin görüntüsü ile kasabaya gelen gerçekten yaşlı bir adamıydı? o yüzden aman dikkat beklenen kişi sizin beklediğiniz özellikleri taşımıyor olabilir.