Eski bir hikaye geliyor,hikayemizin adı “Şeytanın mumu” Keyifli okumalar.Hikayemiz italyanın Floransa şehrinde geçiyor. Bir agnostik Floransa Katedralini geziyordu.O kadar muhteşem o kadar büyük bir yapıydı ki hayran kaldı.Yanlız dikkat çeken heryer mum ve lambalarla aydınlatılırken,bu katedralin günah çıkarma ve rahip odalarının yer aldığı kısımdaki güzel,süslü bir köşede yer alan mermer konsol ve üzerinde duran pirinç şamdan çok karanlık olmasına rağmen yanmıyordu.Bunu merak eden adam kime sorduysa düzgün bir yanıt alamadı.Merakı içini kemirmeye başladı.Hatta kesin bunun bir hikayesi olmalı diye aklından geçirdi.Bununla yetinmeyip bir haftalık tatili boyunca her gün düzenli olarak katedrali ziyaret edip gördüğü tüm tur rehberlerine,rahiplere buranın hikayesi nedir diye sordu?.ama hepsi farklı bir hikaye anlatıyordu.Aldığı cevaplar katedralin o köşesinde bulunan fresk ve süslemelerin ışığa duyarlı olduğu bozulmaması için yakılmadığı,bir başkası ölen papazın anısına yakılmadığı,diğeri o kısmın yanıcı kaplamalarının olduğu bu yüzden yanmadığıydı.Bu cevaplar agnostik adamı tatmin etmez.
Kalkar o şehre yerleşir.Burası için alatılan tüm hikayeleri yazmaya başlar.Meraklı adam o kilisede daha önce bulunmuş tüm rahiplerin internetten listesini çıkarıp tek tek mesaj atar.
Bu rahiplerden gelen ortak mesaj görev başlangici ve bitiş tarihleri arasında kendilerine bu mumun kesinlikle yakılmamaı yönünde papanın yazılı emrinin tebliğ edildiği ve görev bitiminde el değiştirerek yeni gelen rahibe bu yazı bırakıldığını öğrenir.
Ulaştığı bu bilgiden sonra merakı katlanan adam yemeden içmeden kesilir.Birgün yazıştığı rahiplerden bir tanesi
bu emrin 1950’lerde geldiğini o dönemde görev yapan rahibin küçük bir kasabada vazilik yaptığını bu köşenin hikayesini bilse bilse yaşlı rahibin bildiğini söyleyen bir mail alır.Meraklı adam öğrenince atlayıp soluğu kasaba kilisesindeki yaşlı rahibin yanında alır.Yaşlı rahip :
-Bak evladım bu kadar uğraşmışsın ama hikayesi çok ilginç değil.Fark ettiysen o bölümde yer alan resimler gündüz gözüyle bile görmek çok zor akşamda o kısmın aydınlatmaları açılmaz.Hikayesi ‘ne gelince O kadar büyük ve usta ressammış ki,ressam o bölüme çok gerçekçi bir şeytan resmi çizmiş ki hamile bir kadın görse çocuğunu düşürür derlerdi.Hem o bölümün mumlarını ne zaman yaksak kilise içerisinde tuhaf sesler duyulduğu hikayesi anlatılmaya başlandı.Bu hikayeler papnın kulağına kadar gidince bir kaç yardımcısını gönderidi.Hatta bir gün kalkıp kendiside geldi.Papa ve pisikoposlarda bu resmi görünce hayretler içinde kaldılar.Anlatılan hikayelere inanıp,her kim yaptıysa bu resim yapılırken resimdeki yaratığın ona poz vermiş olabileceği ve böyle bir yapıya yakışmayacağından o bölümün aydınlatma ve mumlarının yakılmasını yasakladılar.Tabi ben bu anlatılan hikayelerin hiç birisine inanmadım bu yüzden beni buraya sürdüler diye anlattı hikayesini yaşlı papaz.
Meraklı adam gerçek hikayeyi öğrenince kafasında bir ışık parladı.Tekrar o kadar yolu atlayıp aracıyla geri döndü ve yıllardır yanmayan mumu gidip yaktı. yıllar sonra muhteşem resmi gören sadece o olduğu için.Derin bir oh çeker bu rahatlama ile gidip güzel bir uykuya dalar.
Uykusunda şeytan adama
-Sen benim yıllardır yanmayan mumumu neden yaktın?
-Ben zaten şeytan hikayesi ne inanmam ilginç geldi.Karanlıktan sıkılmışsındır.Hem birde yüzünü göreyim dedim
-Sen benim karanlık ruhumu aydınlattın,bunu ödüllendirmeliyim.Şeytan hikayesi ‘ne inanmıyorsun ama umarım korsan hikayesi ‘ne inanıyorsundur.Hemen kalk şehrin 5 kilometre dışına çık,pamuk tarlalarını geç,
orada zeytin ağaçlarının başladığı tepenin üzerinde büyük bir çınar göreceksin,elli adım kuzeye,yirmi adım doğuya adım at ve kazmaya başla beş metre derinlikte eski akdeniz korsanlarından birisinin gömdüğü beş sandık altın para bulacaksın.Yanlız sandıkları açmadan önce büyülü olduğunda büyüyü bozmak için bütün sandıklara ayrı ayrı işemelisin.Ondan sonra hepsi senin olsun.Adam bir sevinir bir sevinir yerinde duramaz.kazma kürek ne varsa arabaya doldurup,doğru tarif edilen yere gider çınar ağacını bulur.Adımlayıp kazar adam çıldırmak üzeredir.Kocaman beş adet sandık bulur.
-Yaşasın Korsan hikayesi gerçekmiş diye havalara zıplar.
Sandıkları çıkarıp etraflarını iyice temizler herbir sandığa ayrı ayrı işer hatta çişi yetmez biraz daha bekleyip kalanların üzerinede savurta savurta çiş eder. Hemen sandıklardan birisini açar.taçlar kolyeler paralar akla hayale gelmeyecek kıymetli eşyalar.Adam o kadar sevinir ki sandıkları açıp altınları havalara savurur çığlık atar.
Neyse sabah uyanır bir bakar yatak odasının her tarafı işenmiş ve yatak sırılsıklamdır.